Deprem Enerjisi, Deprem Işıkları ve Depremlerin Etkileri

Sponsorlu Bağlantılar

Yer sarsıntısı ya da zelzele de denilen deprem yer kabuğundan beklenmeyen ve bilinmeyen zamanlarda açığa çıkan enerjilerden kaynaklanan sismik dalgalanmaların yeryüzünü sarsmasıdır. Yerkabuğundaki kayalar sıkışma, gerilme, bükülme gibi basınç yaratan etkilerle kırılır ve faylar oluşur. Depremler fay hatlarında gerçekleşir. Kayaların kırıldığı veya kaymaya başladığı noktalara deprem odağı, bu odakların tam üstüne denk gelen bölgeye depremin merkezi adı verilir. Depremleri ( oluşumunu, sismik dalgaların yerkürede yayılmasını)inceleyen bilim dalı sismoloji’dir. Depremler sismometre denilen araçlarla ölçülür (sismografla karıştırmamak gerekir çünkü sismograf elde edilen değerlerin kağıda aktarıldığı alettir) ve büyüklüğü belirlenir.

Dünyamızın oluşumundan bu yana sismik bakımdan aktif bölgelerde depremler oluşagelmiştir. Türkiye aktif deprem kuşağındadır. Ülkemizde 17 ağustos 1999’da yaşanan Gölcük depremi en büyük depremlerin başında gelir. Deprem bölgelerini gösteren haritalardan anlaşıldığına göre ülkemizin % 92’si deprem bölgesi içinde, nüfusun da % 95’i yer sarsıntısı tehlikesi altındadır. Büyük çaplı sanayi merkezlerinin de % 98 kadarı ve barajların % 93’ü de deprem bölgesi içerisindedir.

Deprem Enerjisi

Depremlerin sahip olduğu toplam enerjilerin tahminen % 10 kadarı ya da daha azı sismik enerji biçiminde yayılır. Enerjinin çoğunluğu fay kırıklarının büyümesi, güçlenmesi için harcanmakta ya da sürtünme ile ısıya dönüştürülmektedir. Bu nedenle, depremler Dünya’nın mevcut elastik potansiyel enerjisini düşürür ve sıcaklığını yükseltir, ancak bu değişiklikler Dünyanın derin iç kısmından iletken ve konvektif ısı akışına kıyasla önemsizdir.

Belirli bir yüzey bölgesini geçen bir depremdeki enerji, sismik yer hareketi kayıtlarından doğrudan hesaplanabilir. Bu tür kayıtlar, orta büyüklükte bir deprem kaynağının yakınında metrekare başına 105 watt enerji göstermektedir. Sığ bir depremde fay kırılmasından toplam güç çıkışı, roket motorlarında üretilen 105 watt ile karşılaştırıldığında 1014 watt düzeyindedir. Tüm depremlerde salınan toplam yıllık enerji yaklaşık 1025 erg’dir, bu da 10 milyon ila 100 milyon kilowatt arasındaki bir iş oranına karşılık gelir. Bu, Dünya’nın iç kısmından kaçan yıllık ısı miktarının yaklaşık binde biri kadardır. Toplam sismik enerjinin yüzde doksanı 7,0 ve daha büyük olan depremlerden, yani enerjisi 1023 erg veya daha fazla olan depremlerden gelir.

Deprem Işıkları

Depremler genellikle belirgin ses ve ışık raporlarıyla ilişkilendirilir. Sesler genellikle düşük perdelidir ve bir istasyondan geçen bir yeraltı treninin gürültüsüne benzetilmiştir. Bu tür seslerin oluşumu, yüksek frekanslı sismik dalgaların yerden geçişi ile tutarlıdır. Zaman zaman depremler sırasında gece gökyüzünde yanıp sönen parlak ışıklar, ışık hüzmeleri ve parlak toplar bildirilmiştir. Bu ışıklar deprem kaynağı boyunca havadaki elektrik indüksiyonuna bağlanmıştır.

Depremlerin Etkileri

Depremler genellikle jeolojik fay izleri boyunca yer hareketi (dikey veya yatay) dahil olmak üzere, zemin yüzeyinin yükselmesi, alçalması ve eğilmesi; yeraltı suyu akışındaki değişiklikler; kumlu zeminin sıvılaşması; kaymaları; ve çamur akışları gibi dramatik jeomorfolojik değişikliklere neden olur. Depremlerin etkileri aşağıda birkaç gruba ayrılarak kısaca açıklanmıştır:

Sarsıntı ve zemin kırılması: Sarsıntı ve zeminin kırılması, depremlerin oluşturduğu temel etkiler olup genel olarak binalar ve başka yapılarda küçük ya da büyük ciddi hasarlara yol açar. Yerel etkilerdeki şiddet, depremin büyüklüğünün, merkez üssüne olan mesafenin ve dalgaların yayılmasını artırabilecek ya da azaltabilecek bölgesel jeolojik, jeomorfolojik durumların karmaşık bir kombinasyonudur.

Zemin kırılması büyük depremlerde yer yüzeyinin faylar boyunca görünür şekilde kırılması ve konum değiştirmesidir. Zemin kırılması, nükleer santraller, köprüleri ve barajlar gibi devasa mühendislik ürünleri için risktir. Depremler binalara, köprülere, boru hatlarına, demiryollarına, bentlere ve diğer yapılara önemli zararlar verebilir. Verilen hasarın türü ve kapsamı, yer hareketlerinin gücü ve temel topraklarının davranışı ile ilgilidir. Madenlerde, hemen üzerindeki zemin yüzeyi önemli ölçüde etkilenmesine rağmen, birkaç yüz metrelik derinliklerin altında genellikle çok az hasar vardır.

Yazıyı Sosyal Ağda Paylaş

Kaliteli Laptop Masaüstü Fotoğrafları
Bilgisayar kullanıcıların en çok hoşun gidecek olan fotoğraf...
Feng Shui Nedir? Nasıl Yapılır? Ne İşe Yarar?
Eski bir çin yaşam tarzı olan Feng Shui hakkında ayrıntılı b...
Hipnoz Hakkında Bilinmeyenler
Hipnoz 18. yüzyıl doktorlarından F. Anton Mesmer’e göre hipn...
Kozmetik ve Makyaj Yapmanın Dezavantajı
Tüm bayanlar olarak kullandığımız kozmetik ürünleri ve yaptı...
Osteoklast Nedir?
Osteoklast, kemik dokusunun yıkımından sorumlu çok çekirdekl...
Araba Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte araba almak isteyenlerin s...
Hediye Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Yeni yılın kapımızı çalmasına çok az bir zaman kaldı. Herkes...
Entel Bilgi Blog Sitesi
Bu yazımızda sizlere entel bilgi ismindeki genel blog sitesi...
İş Hayatında Pozitif Olmak ve Zaman Yönetimi
Küreselleşme nedeniyle iş hayatındaki çetin rekabet gün geçt...
Fillerle İlgili Hiç Duymadığınız Bilgiler
Filler görüntü olarakta oldukça masum ve sevimli duran hayva...
Gri Su Sistemleri Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Gri su herhangi bir tuvalet deşarjı ile kirlenmemiş ancak ar...
Sorunsuz Bir Tatil için Ne gibi Hazırlıklar Yapılmalı?
Sorunsuz bir tatil için birkaç hazırlık yapmak istenmeyen sü...
Yumurtadan Daha Fazla Proteine Sahip Bazı Yiyecekler
İnsan vücudunda bulunan kasların yanı sıra hormonlar ve enzi...
Kürlerle Sağlıklı Tırnak Bakımı
Birçok kişinin ihmal ettiği tırnaklar vücudumuzda önemli bir...
Karadeniz'in Güzellikleri
Karadeniz’in dağı, taşı, ormanı, denizi bir cennet güzelliği...